Yazılar

OTURMA BOZUKLUKLARI VE BEDENİNİZ

Uzun süreli aynı pozisyondaki duruşlar, kan akışını yavaşlatıyor ve besini tüketiyor. Sırtın alt bölümünü döndürmek, eğilmek ve yassılaştırmak kasların fazla çalışmasına sebep oluyor ve sonucunda sırt ağrıları ortaya çıkıyor. Disklere fazla yüklenilmesiyle sıkışmalar meydana geliyor. Yine sırt üzerindeki ve alt bacak üzerindeki baskı bacak ve ayaklardaki kan dolaşımını etkiliyor. İşyerinde ara sıra molalar verilmek ve duruş değişiklikleri yapılması gerekiyor. 

İnatçı adale ağrıları, yorgunluk ve vücutta bazı hassas ağrılı noktalarla karakterize bir hastalıktır. Ağrılar günden güne saatten saate değişebilir ve çok farklı şiddetlerde seyredebilir.
Fibromiyalji (FM) eklemlerde hareket kısıtlılığına yol açan bir hastalık değildir. Fakat hastanın yaşam kalitesini ciddi derecede bozan kronik bir ağrı sendromudur. 

 

Sık Rastlanılan Hastalık Belirtileri 

  1. Yorgunluk, Bitkinlik: En sık rastlanılan ve hemen herkeste farklı derecelerde seyreden, gün ve saat içerisinde bile değişebilen bir yakınmadır. Hastalar bunu sanki enerjim çekiliyor ve bitiyor şeklinde tarif ederler. Hatta “ kol ve bacaklarıma beton bloklar bağlanmış gibi hissediyorum“ şeklinde yakınmalara da rastlanır. Çalışmadığı ve yorulmasını gerektirecek bir faaliyet yapılmadığı halde izahı oldukça zor olan yorgunluk bulguları vardır. Yorgunluk sabah en belirgin düzeydedir. Bu hastalar yataktan neredeyse yorgunluktan kalkamayacak gibidir. Gün içinde yorgunluk azalır akşama doğru neredeyse normalleşir. FM’lilerin birçoğunda aksine geceleri zihinsel faaliyetler oldukça hızlanmış ve fiziksel kapasite yükselmiştir.                                                                

 

Birçok FM hastası bu yorgunluk nedeniyle kendi mesleki faaliyetlerini bile yapamaz hale gelir. Bu nedenle işinde gerekli verimi gösteremeyen bu hastaların birçoğu ya iş değiştirmekte ya da işinden kovulma ile karşı karşıya kalmaktadır. Aslında bu hastalar mükemmeliyetçi ve hassas kişilerdir. 

Bundan dolayı uzun süre yüksek performansa dayanamamakta ve bir süre sonra tempoları ve dolayısıyla başarıları düşmektedir. Bir süre sonra girdiği hiçbir işte başarı gösteremeyen hatta tembel olarak nitelendirilen bu hastalar kendi hoşlandıkları bir işle uğraşırken tersine inanılmaz bir performans gösterebilmekte ve harikalar yaratabilmektedir. O vakit yorgunluk hissetmeyen hastanın hoşuna giden işleri yapması ona belki de bir meditasyon gibi gelmektedir.

Yorgunluk nedeni olarak modern yaşam koşullarının getirdiği olumsuz faktörleri sayabiliriz. Endüstriyel baca ve egzoz gazlarının soluk aldığımız atmosferi kirletmesi, yediğimiz ve içtiğimiz birçok şeyin vücudu yıpratacak ve yaşlandıracak bir nevi zehir vasfında olması ilk anda söylenebilecek olumsuzluklardır. Öte yandan bilinçsiz beslenme sonucu kana hemen karışan kötü karbonhidratların fazlaca tüketilmesi süratle insülin salgılanmasını artırmakta ve birçok kişi bu nedenle hipoglisemik duruma gelmektedir. Hipogliseminin en önemli bulgusu yorgunluktur. Ayrıca vücudumuza istemli veya istemsiz giren modern yaşantının toksinleri ve vücutta oluşan bir nevi paslanma diyebileceğimiz oksidasyon olayına karşı koyma mekanizmalarının bozulması, beslenmemiz sırasında almamız gereken miktarlardan eksik düzeyde vitamin ve mineral alınması da başka bir yorgunluk nedenidir.

2. Uyku bozuklukları:  FM hastaları uykudan sanki tam uyuyamamış gece ağır bir iş yapmış ve hiç dinlenememiş olarak kalkarlar. Geceleri sık sık uyanırlar. Uykuya çok kolay dalarlar. Fakat uyku laboratuarlarında yapılan araştırmalarda bu hastaların derin uykuya geçemedikleri (uykunun hızlı göz hareketleri evresinde problem söz konusu) EEG ile gösterilmiştir. Uykuda diş gıcırdatılması, istemsiz kol, bacak hareketleri yapılması oldukça sıktır.

 

  1. Sabah tutukluğu: Sabah yataktan kalkarken başlayan ve tüm vücutta uzun süre devam eden bir tutukluk halidir. Havanın nemindeki değişikliklerden genellikle etkilenir. Kaslarda gerginlikle birlikte seyreden bu tutuklukta hasta istediği her hareketi biraz zorlanarak da olsa yapabilir. Bazı hastalar bu sabah tutukluğunu sanki geceden alkol almış da sabah olduğu halde bir türlü kendine gelemiyormuş gibi tanımlarlar. Hatta   “3–4 bardak koyu çay içmeden veya gevşetici sıcak bir banyo yapmadan benim afyonum bir türlü patlamaz “ diyen hastalara sıkça rastlanır. 

  2. Baş ve yüz ağrıları: FM başlamadan önce de mevcut olabilen bu ağrılar FM’ nin başlamasıyla daha da artar. Olguların birçoğunda bu ağrılar migren veya gerilim tipi baş ağrısı olarak seyreder. Stres ve ağırlaşan günlük yaşam koşulları bazı FM hastalarında yüzün mimik hareketlerini yaptıran adalelerin devamlı kasılı durumda kalmasına yol açar. Biteviye asık suratlı görünümde olan bu hastaların yüz kaslarının devamlı kasılı kalmasından dolayı neredeyse gülmeleri artık imkânsız hale gelmiştir. Sanki gülmeyi sağlayan adaleler, çoktan bu işlevlerinden uzaklaşmış ve gülmeyi beceremez hale gelmiştir. Zaten bu gibi kronikleşen FM’li hastalarda bırakın gülmeleri, gülümsemeler bile artık kaybolmuştur. Çatık kaş ve asık surat FM’le özdeş simgeler haline bürünmüştür.

    5. Hassas bağırsak sendromu (irritabl kolon) : Bu hastalarda, ishal veya kabızlık nöbetleri olabilir. Sık sık gaz çıkarmak veya geğirmek ve aniden gelen tuvalet ihtiyacı tipiktir. 

Tüm geğirmelere rağmen bir türlü rahatlayamamakta hatta bir nevi hava yutma olan bu geğirmelerden sonra hastanın sorunu daha da büyümektedir. 

Karında sebepsiz yere devamlı gerginlik ve ağrılar olur. Bu durum bazen bazı gıdalara karşı tepkisel olarak ortaya çıkabilir. Bu gibi sıkıntıların zaten sorunlar içerisinde çırpınan FM hastalarını içinden çıkılmaz yeni açmazlara sokacağı muhakkaktır. Ani stres durumları, yenilen bir gıda maddesi mevsim ve yer değişiklikleri bu nöbetleri başlatabilir. Alışık olmadığı bir yerde yemekler yediğinde veya kendi yatağında yatmadığı zaman bu gibi şikâyetleri ortaya çıkan çok sayıda FM hastası vardır.  

Hastalardaki geğirme o kadar rahatsız edicidir ki tüm gün bir yandan geğiren bir yandan da gaz çıkaran bu kişiler bu nedenle başkalarının yanında olmaktan kaçınır hale gelirler. Gaz oluşması çok kez yenilen gıdalarla pek alakalı değildir. Fakat aşırı soğuk, yoğunluğu veya kokusu fazla ve hazmı zor bir besin alındığında geğirme veya gaz nöbetleri başlayabilir. Karında biriken gazla kendini balon gibi hisseden ve spazm hissiyle bu gazı çıkartmak ihtiyacında olan bu hastaların bir kısmının sırtındaki hassas noktalara basıldığında refleks bir cevapla yüksek sesle geğirmeleri oldukça dikkat çekicidir. Hatta gevşemek amacıyla masaj yaptıran bu hastalarda ovalamalar ve adalelerin bazı bölgelerine dokunulduğunda hoş olmayan bir şekilde geğirmeleri söz konusudur. Daha da kötüsü bazı hastalar, cinsel ilişki sırasında bu durum nedeniyle büyük sorunlar yaşayabilirler. Zaten bir yandan ellerinde ayaklarında aşırı soğukluk hisseden, ağrıları, uyuşmaları olan devamlı yorgun ve kendini bitkin hisseden bu hastaların bütün bunların üzerine bir de bu gibi sorunları olması cinsel isteği (libido) iyice azaltır. FM hastalarının büyük bir kısmında, sadece bu nedenlerden değil hem kendisinden çok şeyler beklendiğinden hem de kendi de eşinden birçok beklentileri olduğundan büyük oranda evlilik sorunları vardır. 

Bu nedenle boşanmalara sıkça rastlanabilmektedir. Bu gibi huzursuzluklar FM’de tedavi olmayı ileri derecede güçleştirmektedir. Zira devamlı hasta ve mutsuz, yüzü asık ve gergin, ne kendi huzurlu, ne de başkalarına huzur vermeyen bu kişiler aslında gerginliklerin altında FM hastalığının yattığını bilseler üzerinden aşılamayacak gibi görünen birçok sorununu kolayca çözebileceklerdir. 

 

  1. Uyuşma ve karıncalanmalar:  Vücudun belli belirsiz yerlerinde ani gelip gidebilen derinin üzerinde sanki böcek dolaşıyormuş gibi garip hisler ortaya çıkabilir. Bu sırada hasta adalelerinde istemsiz kıpırdanmalar ve vücudunda bu gibi tuhaf duygulardan o kadar rahatsızdır ki bundan kurtulmak için duşlara girip çıkar, merhemler sürer ve hiç durmadan sorunlu bölgelerini mıncıklarlar. Kimisinde ise adale seğirmesi veya göz kapaklarındaki seğirme vardır. Bu durum bazen başkasının bile kolayca fark edebileceği kadar artmış ve bir tik haline dönüşmüştür. FM sorunları arttıkça buna paralel olarak seğirme ve tiklerde artar. Kendini iyi hissettiği dönemlerde ise tamamen kaybolur veya azalabilir.

  2. Soğuğa tahammülsüzlük: Özellikle el ve ayaklarda normalden fazla üşüme olur. Soğukla karşılaşınca morarmalar meydana gelir, hatta soğukla birlikte tüm ağrıların arttığından yakınırlar. Soğuk havaların başlamasıyla günlük yaşamı altüst olan çok sayıda FM’li hasta vardır. Ellerini soğuk suyla veya soğuk bir cisimle temas ettiren bu hastalarda dayanılmaz ağrılar ve renk değişikliği ortaya çıkar. Elleri ölü gibi soğuk, buruşuk, beyazlaşmış ve sanki kanı çekilmiş görünümdedir. Solukluk bir süre sonra morarma haline dönüşmekle beraber morarmalar daha ender görülür. Evin içinde bile elleri ayakları ısınmayan bu kişiler yaşamlarını sürdürmek için devamlı eldiven ve kalın çoraplar kullanmak zorunda kalırlar. 

Stresin yoğunlaştığı ve ağrıların arttığı dönemlerde ellerdeki soğumalarda artar. Hastalar kendini iyi hissettiği zamanlarda, ellerinin daha rahat olduğunu söylerler. 


  1. Psikolojik sorunlar:Çeşitli derecelerde psikolojik sorunları olan bu hastalar iç ve dış uyarılara karşı son derecede hassas kişilerdir. FM genellikle kendisinden veya çevresinden beklentileri fazla olan kişilerde görülür. Stresle baş edemeyen hastaların hastalığıdır bir ölçüde. FM’ li hastalarda çağımızın yaygın psikolojik sorunlardan biri olan panik ataklar da sık görülmektedir. Tanı ve tedavisi oldukça güçlük çekilen bu psikolojik sorunların çözümüne, mutlaka bir hekimle yapılacak uzun işbirliği sonucu ulaşılabileceği unutulmamalıdır. Devamlı sinirlilik bazen heyecan hali gözlenir. Aslında tüm kronik ağrı çeken hastaların duygularını tanımada ve sözel olarak ifade etmede güçlükler yaşadığı gözlenmiştir. Ayrıca FM’ de diğer iltihaplı romatizmalı hastalardan daha çok moral kaybı ve iş gücü eksikliği müşahade edilmiştir.
    Goldenberg isimli bir bilim adamı çalışmasında 82 FM hastasının % 46’da depresyon öyküsü olduğunu bildirmiştir. İlginç olan bir diğer konuda FM’ li hastaların 1.derece yakınlarında da depresyon öyküsüne sık olarak rastlanmaktadır. 

 

9.Unutkanlık ve konsantrasyon eksikliği: Fibromiyaljide unutkanlık oldukça sık rastlanılan bir yakınmadır. Hafıza boşluğu ve herhangi bir olaya konsantre olmakta eksiklik vardır. Hatta bazen konuşurken kelimeleri bulmakta güçlük çekerler. 

Unutkanlık bazen o kadar barizdir ki alışveriş için evden dışarı çıkıp ne alacağını hatırlamayıp ve bir süre sonra eve öylece dönebilirler. Stresin yoğunlaştığı durumlarda daha belirginleşen bu yakınma nedeniyle işlerinde başarısızlık yaşayan çok sayıda FM’li söz konusudur. Unutkanlık daha ziyade yakın geçmişe aittir. Uzak hafıza bozulmamıştır. Bu şekliyle yaşlılardakine benzer bir durum söz konusudur. Herhangi bir şeyi unutmamak için not kâğıtları yazar fakat daha sonra yazdığı not kâğıdını unutabilir. İsimleri hatırlamakta yolları bulmakta hatta evin veya arabanın anahtarını bulmakta epey zorluk çekerler.